Ukrayna köyünde yaşam nasıl? Karpatların yerli halkı Hutsullar kim?

Ukrayna’nın Karpatlar’da yaşayan gizemli halkı Hutsullar ile ilgili çalışmamın ikinci bölümünde ‘Hutsul köyünde hayat’, ‘Hutsullar kim’ ve ‘Hutsul enstrümanlarını geleğe aktaran müzisyen’ var. Gelin şimdi bu renkli kültürü daha yakından tanıyalım.

Bölgedeki müzeleri ziyaret ederek Hutsullar ile ilgili bilimsel ve tarihi bilgilere ulaştım. İlk durağım, Hutsulların yoğun olarak yaşadığı Verkhovyna’daki Hutsul müzesi.

Burada tarihçi-bilim adamı Kreehunyak Yuriy, Hutsulların tarihte ve günümüzde nerede yaşadığını anlatıyor: “Hutsullar, Karpatların yerli halkıdır. “Trypillia (eski Ukrayna) kültürünün” soyundan geliyorlar. Hep dağlarda yaşadılar ve bu bölgeyi hiçbir zaman terk etmediler. Ukraynalı Hutsullar, Avrupa ile yakından ilişkilidir. O zamanlardaki yerleşimden dolayı şu anda miras açısından Avrupalılarla bir bağlantımız var. Ukrayna’da 500 binden fazla kişi kendini Hutsul olarak görüyor. Dünyada 10 milyon Hutsul olduğu biliniyor. Onların 3 milyonu Romanya, Ukrayna ve Macaristan’ta yaşıyor.”

Oleksa Dovbush’un yaşadığı kayalıklar

Hutsulların tarihteki sembol ismi Oleksa Dovbush’u tanımak için Verkhovyna’dan Yaremçe’ye geçiyorum. Dovbush’un yaşadığına inanılan bölgeye ulaşmak için en az 1 saatlik yolu tırmanmanız gerekiyor.

Oleksa Dovbush kurduğu ekiple bölgede aristokrasiye karşı savaşmış. Zenginden alıp fakire verdiği için Karpatların Robin Hood’u olarak anılıyor.

En büyük Hutsul koleksiyonu bu müzede

Ardından bölgedeki en büyük Hutsul koleksiyonuna sahip Ulusal Hutsulshchyna Müzesi’ni görmek için Kolomiya’ya gidiyorum. Müzenin eğitim bölümü başkanı Vita Boichuk, Hutsullarla ilgili bilgiler paylaşıyor: ” Trembita dünyanın en uzun çalgısı. Zamanında dağda yaşayan Hutsullar bunu cep telefonu gibi kullandılar. Onun sesi 8-10 km uzaktan duyulabilir.

Hutsullar orta Ukrayna’dan buraya gelen Ukraynalılar. Ukranyanın orta kesimleri Tatarlar tarafından işgal edildi. İnsanlar oradan kaçmak zorundaydı. Onlar güvenli yerde yaşamak için buradaki dağlara geldiler. Polonya, Macaristan, Romanya’dan insanlar bu dağlara kaçmak zorunda kaldı.  Bir çeşit kültürlerin karışımı ortaya çıktı. Hutsulların diline bakacak olursak içinde Polonyaca, Macarca, Romence kelimeler görürsünüz.

Balta, Hutsul erkekleri için çok popülerdi. Erkeklik simgesi anlamına geliyordu. Her genç erkek ormanda yaşamak zorundaydı. Böyle bir baltayı taşımayı hak etmek için özel eğitimden, hatta askeri eğitimden geçiyorlardı. 

Kıyafetleri canlı renklidir. Kıyafeterinde çok detaylar ve unsurlar vardır. Hepsi el yapımıdır, güzel süslenmiştir. Her köyün kendine özgü kıyafet renkleri vardır. Karpatlarda damat ve gelin, prens ve prenses olarak çağrılır. Gelin kat kat kıyafet giyer. Bu onun zengin olduğunun kanıtıdır. Boynu mücevherlerle doludur.

Yine Kolomiya’da bölgenin en eski Hutsul kiliselerinden biri mevcut. Kilisenin papazı anlatıyor: “Yapımında tek bir çivi kullanılmayan ahşap bir Hutsul kilisesinin önündeyiz. Kilisenin tarihi 16. yüzyıla gidiyor ancak yapının kayıtlara geçiş tarihi 1709. Bu, eski Yunan Katolik kilisesi. Hutsul bölgesinde ahşap kilise yapmak ahşap kiremitle onu süslemek bir gelenek.”

Hutsullar ve sanat

Son olarak Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gidiyorum. Mystetskyi Arsenal Müzesi, sanat dünyasına yansıyan Hutsulları gösteriyor.

Müzeden Anastasiia anlatıyor: 20. yüzyıl boyunca Ukrayna’nın batısı ülkenin “özgürlük adası” gibi bir yerdi. İşte bu yüzde 1960’larda ünlü yönetmen Sergey Parajanov bir film yapmaya karar verdi. Bu film Hutsul aileleri hakkındaydı. Ukrayna’nın Romeo ve Juliet’inin hikayesi gibiydi. 20. yüzyıl boyunca Ukraynalı sanatçılar Karpatlar’daki ulusal kimlikten ilham aldılar”

Hutsul enstrümanlarını geleceğe taşıyor

Ivano Framkivsk şehrinden Viktor, Hutsulların çalgılarını gelecek nesillere taşıyan isimlerden biri. Hutsul sanatçılardan öğrendiği çalgıları evinin garajında yapıp çalıyor.

Viktor anlatıyor: Tulum yapan eski bir usta buldum. 10 yıl önceydi. Sonra çok kez onun evine gittim. O bana çaldığı tulumları gösterdi. Bu yıl ilk kez kendi tulumumu yaptım. Bunu bana öğreten Karpatlarda yaşayan kişi 81 yaşında. Bu geleneği hala sürdüren tek kişi o. Enstrüman yapmak ölmekte olan bir gelenek. Genç insanlar buna meslek olarak devam etmek istemiyor. Bunu yapmaya başlama sebeplerimden biri bu. Uzak dağlardaki farklı köylere gidiyorum. Onların müziğini kaydediyorum. Diğer önemli görev bu müziği gelecek nesiller için kaydettmek. Hutsullar için çok sayıda çalgı aleti yaptım. Bazen atölye çalışması yapıyorum. Ancak bunu düzenli yapmıyorum. Bazen etkinlikler oluyor ve ben de gidip enstrümanları tanıtıyorum. Hutsul müzik yüzlerce yıllık bir gelenek. Bunu gelecek nesiller için muhafaza etmek çok önemli.”

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: